Sabah saat 9 da gittiğim uludağ da kartepe isimli kayak kiralama firmasından kayak sonra snowboard kiralıyacağım diye girdim ve ilk olarak kayak takımlarını alıp çıktım. Kartepe (işyerinin adı) de çalışan Serkan ve tefik sağolsun ilgileniyorlar, doğulumuyum yoksa kanım mı sıcak bilmem. Neyse kayak takımı verdiler ama kayak takımı sol ayağımda boşluk hissediyordum ki zaten boşluk vardı. Söyledim arkadaş baktı sağına soluna yok dedi. Eyi dedim tamam sorun yok ise devam. Kayak ile kaymağı önceden bildiğim için fazla acemilik çekmiyorum tabii. Neyse kayak takımlarını aldım, teleski’ye gittim. Zirveye çıkıp aşağı indiyorum baya bi kaydım ama huzursuzum bi türlü sol ayağım oturmadı boşluk hissediyorum kayaklara alışamadım geçen aldığım kayak ile arasında çok fark var neyse bir kaç defa daha kayayım sonra namaza giderim (Günlerden cuma) derken, tepeden aşağı gelince bi ara önüme büyük bir tümsek (küçük bir tepe) çıktı. Tümseği aşarım deyip geçmek istedim geçtikten sonra küçük bir yere sol ayağım deydi boşluktan dolayı kontrolümü kaybettim ayaklarım yerden kesildi. Yaklaşık havada 4 veya 5 sn uçuştan sonra yere nasıl düştüğümü hatırlamıyorum İlk gözlüklerin uçuşu hâla gözümün önünde, kendi dereceli gözlüklerim ve kayak gözlükleri vardı. Burnumu yere çarptım, ağır hasar aldığım tek yerim zaten burnum oldu. Tabi ben önemli birşey olmamış gibi malzemeleri toparlarken burnumdan kan aktığını hissettim oturdum kanamasını durdurmaya çalıştım. Sağolsun ordan bir bayan yardıma koştu, yardımcı oldu Allah razı olsun. Neyse burnum balon gibi oldu, kendimi palyaço hissediyorum:) Kayarak aşağı indim ağaçların boardçıların yanına orada kendime çeki düzen verdim. Çok da önemli bir şey olmadı kayakta ilk defa burnum kanadı. En kötü kazam böle olsun inşallah (amin). Tabii bu düşüşten sonra kayaktan biraz soğudum. Moralim falan bozuldu nasıl olur düşerim gibisinden pisikolojim bozuldu. Gidip kayakları veren adam biraz çıkıştım. Sonra sağolsun serkan gelip baktı sıkıştırdı falan tam oldu. Biraz daha kaydıktan sonra namaza gittim. Tabii cumaya abdest almadan giden tek kişi bendim sanırım Birazda bilerek gittim aslında biliyordum suların donduğunu ve akmadığını yinede üşenmedim karda alırım diyerek gittim. Orada kar ile abdest alma deneyimi buz gibi havada denemek zorunda kaldım ama çok güzel bir duyguydu gerçekten. Yani eğer durumunuz olsa dahi bu deneyimi deli diyebilirsiniz bende olsam diyebilirdim ama deneyin hak vereceksiniz. Abdest alırken aklıma üstadımızın, “Elemi gitti, lezzeti kaldı” sözünü hatırlayarak… Rabimize inkıyâdın, O’na her şeyde olduğu gibi, bunda da bağlılığın bir numunesini ilan ederek abdestimi bitirdim. Namazı kılmak için toparlanıp geçtim camiye. Uludağ daki camiideki cuma namazı vaazını veren hoca’nın sohbet ve anlatış tarzını gerçekten çok beğenmiştim. Imamın hitabeti ve konuşması gerçekten çok hoşuma gitmişti, eminim ki cumaya gelen diğer kişiler içinde öleydi. Namazı kılıp tekrar kaymaya devam ettim. Lodoslar, rüzgar vb hava koşulları ile beraber kaymak gerçekten çok güzel bir duyguydu. Eğer bugüne kadar kayak veya benzeri (snowboard, kızak gibi) sporları yapmamışsanız tavsiyem en kısa sürede deneyin. Burnum’um ağrısı biraz dinmişti kan falan da akmıyordu, incittiğimden kanamıştı zaten o kadar büyütülecek birşey olmadı Allahtan. Biraz daha kayıp sonra board aldım. Boardı alınca tefik çok zordur falan deyip beni board almaktan vazgeçirtmek istiyordu. Teleskiye kayak ile gittiğimde board ile dönen birinin isyanını da aklıma getirdim dedikleri “Ya ben bi türlü çıkarmıyorum, board ile bi türlü teleskiye binemedim” demesi aklıma bi an geldi. Yok dedim ve ben yaparım elimden birşey kaçmaz diyerek boardı aldım çıktım. Boardçuların sürekli takıldığı, arada sırada kayakçıların uğradığı modern olmayan bir dinleme tesisi rolündeki ağacın altına kadar board elimde çıktım. Niyetim oradan aşağı doğru kayarak çözmekti nitekim kayağı da öle öğrendim. Board’ı öğretmenlerden eğitim alanlarda vardı yanımda kaçak da olsa biraz izliyordum tabi Kaçakçılık doğamızda var, istemesemde gözüm kayıyor, kulaklarım dinliyordu Neyse aşağı doğru kendimi bıraktım ilk zamanlar tabi düş kalk ile geçti. İkinci inişim de çözdüğümü hissetim ve adım adım çözdüğüme inandım, biraz daha kaymaya başladım ve kendi kendime artık ayakta durabiliyorum ve kayabiliyorum durmalar falan bunları yapabiliyorum. Tek sorunum teleskiye binemiyorum kaç defa denememe rağmen hüsran ile geri döndüm. En sonunda teleskiyi kapattılar biraz daha board ile kaydıktan bir müddet sonra gidip biraz dinlenip bursadaki halam gile doğru yola çıktım. Nereden alır bilmem ama googleye de teşekkürlerSnowboard fotoğrafı koymuş bende çekinmedim aldım teşekkürler google.Sevgiler ile kalın